بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلْقُرْءَانَ عِضِينَ ﴿٩١

Onlar ki; Kur'an'ı parçalara ayırmışlardı.

— İbni Kesir

فَوَرَبِّكَ لَنَسْـَٔلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٩٢

Rabbına andolsun ki; onların hepsine birden mutlaka soracağız;

— İbni Kesir

عَمَّا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ﴿٩٣

Yapmakta oldukları şeyleri.

— İbni Kesir

فَٱصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ ٱلْمُشْرِكِينَ ﴿٩٤

Sen; emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.

— İbni Kesir

إِنَّا كَفَيْنَٰكَ ٱلْمُسْتَهْزِءِينَ ﴿٩٥

O alaycılara karşı muhakkak ki Biz, sana yeteriz.

— İbni Kesir

ٱلَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿٩٦

Onlar ki; Allah'la beraber başka bir tanrı edinirler. Onlar yakında bileceklerdir.

— İbni Kesir

وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ ﴿٩٧

Andolsun; onların söylediğinden dolayı kalbinin sıkıldığını biliyoruz.

— İbni Kesir

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّٰجِدِينَ ﴿٩٨

Sen, hemen Rabbını hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.

— İbni Kesir

وَٱعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأْتِيَكَ ٱلْيَقِينُ ﴿٩٩

Ve sana yakin gelinceye kadar Rabbına ibadet et.

— İbni Kesir

AYARLAR