بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلْخَلَّٰقُ ٱلْعَلِيمُ ٨٦
Muhakkak ki senin Rabbın, yaratan ve bilendir.
وَلَقَدْ ءَاتَيْنَٰكَ سَبْعًا مِّنَ ٱلْمَثَانِى وَٱلْقُرْءَانَ ٱلْعَظِيمَ ٨٧
Doğrusu sana; Biz, tekrarlanan yediyi ve şu Kur'an'ı verdik.
لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِۦٓ أَزْوَٰجًا مِّنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ ٨٨
Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz geçimliğe gözlerini dikme ve onlara üzülme. İnananlara kanat ger.
كَمَآ أَنزَلْنَا عَلَى ٱلْمُقْتَسِمِينَ ٩٠
Tıpkı o bölüşenlere indirdiğimiz gibi.
ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلْقُرْءَانَ عِضِينَ ٩١
Onlar ki; Kur'an'ı parçalara ayırmışlardı.
فَوَرَبِّكَ لَنَسْـَٔلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ٩٢
Rabbına andolsun ki; onların hepsine birden mutlaka soracağız;
فَٱصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ ٱلْمُشْرِكِينَ ٩٤
Sen; emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.
إِنَّا كَفَيْنَٰكَ ٱلْمُسْتَهْزِءِينَ ٩٥
O alaycılara karşı muhakkak ki Biz, sana yeteriz.
ٱلَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ٩٦
Onlar ki; Allah'la beraber başka bir tanrı edinirler. Onlar yakında bileceklerdir.