بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ ٧٣

Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ ٧٤

Derhal şehirlerinin üstünü altına getiriverdik ve üzerlerine siccilden taşlar yağdırdık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ ٧٥

Elbette bunda fikr-u firaseti olanlara âyetler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ ٧٦

Hem o harabe yol üstünde duruyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ ٧٧

Elbette bunda imanı olanlar için bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ ٧٨

Hakikaten eshabı eyke de zalimler idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ ٧٩

Onlardan da intikam aldık, ikisi de apaçık önde bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٨٠

Hakikaten eshabı hıcir dahi peygamberi tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ ٨١

Ve biz onlara âyetlerimizi vermiştik de ondan iraz ediyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ ٨٢

Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ ٨٣

Bunları da sabahleyin sayha tutuverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu