بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٠

Hemşehrileri ona; «İnsanlar ile ilişki kurmayı biz sana yasaklamamış mıydık?» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ ٧١

Lût; «Eğer bir şey yapacaksanız, işte size kızlarım» dedi.

– Seyyid Kutub

لَعَمۡرُكَ إِنَّهُمۡ لَفِي سَكۡرَتِهِمۡ يَعۡمَهُونَ ٧٢

Ey Muhammed, hayatın hakkı için onlar sarhoşlukları içinde debeleniyorlardı.

– Seyyid Kutub

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ ٧٣

Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular.

– Seyyid Kutub

فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ ٧٤

Beldelerinin altını üstüne getirdik ve üzerlerine taşlaşmış balçık kütleleri yağdırdık.

– Seyyid Kutub

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ ٧٥

Hiç şüphesiz görüntü aracılığı ile işin özünü kavrayabilenler için bu olayda alınacak birçok dersler vardır.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ ٧٦

Bu beldenin yıkıntıları halâ işlek olan bir yol üzerindedir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ ٧٧

Bu yıkıntılarda mü'minler için ibret dersleri vardır.

– Seyyid Kutub

وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ ٧٨

Eyke halkı da, hiç kuşkusuz zalim kimselerdi.

– Seyyid Kutub

فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ ٧٩

Bu yüzden onlardan da öç aldık; bu beldelerin her ikisi de işlek bir yol üzerindedirler.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٨٠

Hicr vadisinin halkı da gerçekten peygamberleri yalanlamışlardı.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu