بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقَضَيْنَآ إِلَيْهِ ذَٰلِكَ ٱلْأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَٰٓؤُلَآءِ مَقْطُوعٌ مُّصْبِحِينَ ٦٦

Ona katî olarak şu emri vahyettik: sabaha çıkarlarken şunların arkaları katiyyen kesilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَآءَ أَهْلُ ٱلْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ ٦٧

Şehir ahalisi de haber alıp keyf içinde gelmişlerdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ ضَيْفِى فَلَا تَفْضَحُونِ ٦٨

Amanın dedi onlar benim müsafirlerim, artık beni rüsvay etmeyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ ٦٩

Allah’tan korkun, beni utandırmayın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ ٱلْعَٰلَمِينَ ٧٠

Seni dediler, âlemden nehyetmedikmi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِىٓ إِن كُنتُمْ فَٰعِلِينَ ٧١

Tâ şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِى سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ ٧٢

Resulüm! ömrüne kasem olsun ki hakikaten onlar serhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ ٧٣

Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلْنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ ٧٤

Derhal şehirlerinin üstünü altına getiriverdik ve üzerlerine siccilden taşlar yağdırdık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ ٧٥

Elbette bunda fikr-u firaseti olanlara âyetler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقِيمٍ ٧٦

Hem o harabe yol üstünde duruyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu