بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِى عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِىَ ٱلْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ ٥٤

«Bana, dedi, ihtiyarlık çökmüşken (nasıl olub da) müjde verdiniz? Bu tebşiri neye istinaden yapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ بَشَّرْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلْقَٰنِطِينَ ٥٥

Dediler: «Seni hak olarak muştuluyoruz. O halde ümîdini kesenlerden olma».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ ٥٦

(İbrâhîm): «Rabbinin rahmetinden sapıklardan başka kim ümidini keser»? dedi.

– Hasan Basri Çantay

قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا ٱلْمُرْسَلُونَ ٥٧

«Ey gönderilenler (elçiler), dedi, daha işiniz (me'muriyetiniz) ne»?

– Hasan Basri Çantay

قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرْسِلْنَآ إِلَىٰ قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ ٥٨

Dediler: «Gerçek biz günahkarlar güruhuna gönderildik».

– Hasan Basri Çantay

إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ ٥٩

«Şu kadar ki Lût ailesi bunların dışındadır. Biz onları, hepsini behemehal kurtarıcılarız».

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا ٱمْرَأَتَهُۥ قَدَّرْنَآۙ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلْغَٰبِرِينَ ٦٠

«Karısı başka. Biz onun mutlakaa geride kalan kimselerden olması (lüzum) unu takdîr etdik»,

– Hasan Basri Çantay

فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلْمُرْسَلُونَ ٦١

Vaktâkî elçi (melek) ler Lût ailesine geldi.

– Hasan Basri Çantay

قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ ٦٢

(Lût) dedi ki: «Herhalde siz tanınmamış bir zümresiniz».

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ بَلْ جِئْنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمْتَرُونَ ٦٣

Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey'i (azabı) getirdik».

– Hasan Basri Çantay

وَأَتَيْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ ٦٤

«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu