بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَقَدۡ ضَرَبۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖ لَّعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ ٢٧

Yemin ederim ki, bu Kur'an'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُرۡءَانًا عَرَبِيًّا غَيۡرَ ذِي عِوَجٖ لَّعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ ٢٨

Pürüzsüz Arapça bir Kur'an olarak gerek ki korunsunlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا رَّجُلٗا فِيهِ شُرَكَآءُ مُتَشَٰكِسُونَ وَرَجُلٗا سَلَمٗا لِّرَجُلٍ هَلۡ يَسۡتَوِيَانِ مَثَلًاۚ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ ٢٩

Allah şöyle bir misal vermiştir: Bir adam (köle) ki, bir takım ortakları var. Hırçın hırçın çekiştirip duruyorlar. Bir de selametle (yalnız) bir kişiye ait bir adam (köle) var. Hiç bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd Allah'ındır, fakat pek çokları bilmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّكَ مَيِّتٞ وَإِنَّهُم مَّيِّتُونَ ٣٠

Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ إِنَّكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ عِندَ رَبِّكُمۡ تَخۡتَصِمُونَ ٣١

Sonra siz muhakkak Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olmak üzere duruşacaksınız.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن كَذَبَ عَلَى ٱللَّهِ وَكَذَّبَ بِٱلصِّدۡقِ إِذۡ جَآءَهُۥٓۚ أَلَيۡسَ فِي جَهَنَّمَ مَثۡوٗى لِّلۡكَٰفِرِينَ ٣٢

Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğruyu da kendisine geldiği vakit yalanlayan kimseden daha zalim (haksız) kim olabilir? Kafirlerin yeri cehennemde değil midir?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِي جَآءَ بِٱلصِّدۡقِ وَصَدَّقَ بِهِۦٓ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُتَّقُونَ ٣٣

Doğruyu getiren ve onu tasdik edenlere gelince, işte onlar, Allah'tan korkanlardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَهُم مَّا يَشَآءُونَ عِندَ رَبِّهِمۡۚ ذَٰلِكَ جَزَآءُ ٱلۡمُحۡسِنِينَ ٣٤

Onlara, Rablerinin katında ne dilerlerse vardır. işte O, güzel davrananların mükafatıdır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لِيُكَفِّرَ ٱللَّهُ عَنۡهُمۡ أَسۡوَأَ ٱلَّذِي عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَهُمۡ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ ٱلَّذِي كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٣٥

Çünkü Allah, onların önceden yaptıklarının en kötüsünü bile silip bağışlayacak ve yapmakta oldukları güzel amellerin en güzeline göre mükafatlarını kendilerine verecektir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِكَافٍ عَبۡدَهُۥۖ وَيُخَوِّفُونَكَ بِٱلَّذِينَ مِن دُونِهِۦۚ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنۡ هَادٖ ٣٦

Allah, kuluna kafi değil midir? Durmuşlar da seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Her kimi Allah şaşırtırsa, artık ona hidayet edecek yoktur.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَن يَهۡدِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِن مُّضِلٍّۗ أَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِعَزِيزٖ ذِي ٱنتِقَامٖ ٣٧

Her kime de Allah hidayet verirse onu da şaşırtacak yoktur. Allah, intikam sahibi, çok güçlü değil midir?!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00