043 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا ٱلسَّاعَةَ أَن تَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ ٦٦

Hep o Sâʿat’e, hiç farkında değillerken ansızın onun başlarına gelivermesine bakıyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar illa o saatin kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?

– Seyyid Kutub

Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir.

– Diyanet İşleri

ٱلۡأَخِلَّآءُ يَوۡمَئِذِۭ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٍ عَدُوٌّ إِلَّا ٱلۡمُتَّقِينَ ٦٧

Dostlar o gün birbirlerine düşmandırlar, müstesnâ ancak müttakīler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün takva sahipleri dışında, dost olanlar birbirlerine düşman olurlar.

– Seyyid Kutub

O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.

– Diyanet İşleri

يَٰعِبَادِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَآ أَنتُمۡ تَحۡزَنُونَ ٦٨

Ey benim kullarım! Size hiç korku yoktur bugün ve siz mahzun da olmayacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey kullarım, bugün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

– Seyyid Kutub

(Allah şöyle der:) "Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de."

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُواْ مُسۡلِمِينَ ٦٩

Benim âyetlerime iman edip de hâlis Müslüman olan kullarım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş kullarımdı.

– Seyyid Kutub

(Allah şöyle der:) "Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de."

– Diyanet İşleri

ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ أَنتُمۡ وَأَزۡوَٰجُكُمۡ تُحۡبَرُونَ ٧٠

Girin cennete siz ve zevceleriniz, sürûrlar, neşeler içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.

– Seyyid Kutub

"Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz."

– Diyanet İşleri

يُطَافُ عَلَيۡهِم بِصِحَافٖ مِّن ذَهَبٖ وَأَكۡوَابٖۖ وَفِيهَا مَا تَشۡتَهِيهِ ٱلۡأَنفُسُ وَتَلَذُّ ٱلۡأَعۡيُنُۖ وَأَنتُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ ٧١

Altından tepsiler ve küplerle üzerlerine dönülür dolaşılır; nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler hep orada ve siz orada muhalledsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı herşey var. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız.

– Seyyid Kutub

Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.

– Diyanet İşleri

وَتِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِيٓ أُورِثۡتُمُوهَا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ٧٢

Ve işte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle vâris kılındığınız cennet.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.

– Seyyid Kutub

İşte, bu yapmakta olduklarınıza karşılık size mîras verilen cennettir.

– Diyanet İşleri

لَكُمۡ فِيهَا فَٰكِهَةٞ كَثِيرَةٞ مِّنۡهَا تَأۡكُلُونَ ٧٣

Sizin için onda çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz

– Seyyid Kutub

Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz.

– Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي عَذَابِ جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ ٧٤

Haberiniz olsun ki mücrimler cehennem azâbında muhalleddirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Suçlular, cehennem azabında ebedi kalacaklardır.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır.

– Diyanet İşleri

لَا يُفَتَّرُ عَنۡهُمۡ وَهُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ ٧٥

Kendilerinden o azab gevşetilmez ve onlar onun içinde her ümidi kesmişlerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kendilerinden azab hiç hafiflemeyecektir. Onlar azab içinde ümitsizdirler.

– Seyyid Kutub

Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.

– Diyanet İşleri

وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُواْ هُمُ ٱلظَّٰلِمِينَ ٧٦

Ve Biz onlara zulmetmemişizdir velâkin kendileri zâlim idiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zalim idiler

– Seyyid Kutub

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu