043 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَمَّا جَآءَ عِيسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالَ قَدۡ جِئۡتُكُم بِٱلۡحِكۡمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُم بَعۡضَ ٱلَّذِي تَخۡتَلِفُونَ فِيهِۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ٦٣

Îsâ da o beyyinelerle geldiği vakit şöyle dedi: “Ben size hikmet ile ve ihtilâf edip durduğunuz şeylerin bazısını size beyan edeyim diye geldim, onun için Allah’tan korkun ve bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İsa açık delilleri getirdiği zaman dedi ki: «Size hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin.»

– Seyyid Kutub

İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

– Diyanet İşleri

إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ ٦٤

Muhakkak ki Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz, hemen O’na ibadet edin, işte bu yegâne doğru yoldur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. İşte bu, doğru bir yoldur.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur.

– Diyanet İşleri

فَٱخۡتَلَفَ ٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَيۡنِهِمۡۖ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡ عَذَابِ يَوۡمٍ أَلِيمٍ ٦٥

Sonra o hizibler kendi aralarında ihtilâf ettiler, onun için elîm bir günün azâbından vay o zulmedenlere.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama aralarından çıkan gruplar, birbiriyle ihtilafa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!

– Seyyid Kutub

Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin haline!

– Diyanet İşleri

هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا ٱلسَّاعَةَ أَن تَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ ٦٦

Hep o Sâʿat’e, hiç farkında değillerken ansızın onun başlarına gelivermesine bakıyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar illa o saatin kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?

– Seyyid Kutub

Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir.

– Diyanet İşleri

ٱلۡأَخِلَّآءُ يَوۡمَئِذِۭ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٍ عَدُوٌّ إِلَّا ٱلۡمُتَّقِينَ ٦٧

Dostlar o gün birbirlerine düşmandırlar, müstesnâ ancak müttakīler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün takva sahipleri dışında, dost olanlar birbirlerine düşman olurlar.

– Seyyid Kutub

O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.

– Diyanet İşleri

يَٰعِبَادِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَآ أَنتُمۡ تَحۡزَنُونَ ٦٨

Ey benim kullarım! Size hiç korku yoktur bugün ve siz mahzun da olmayacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey kullarım, bugün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

– Seyyid Kutub

(Allah şöyle der:) "Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de."

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُواْ مُسۡلِمِينَ ٦٩

Benim âyetlerime iman edip de hâlis Müslüman olan kullarım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş kullarımdı.

– Seyyid Kutub

(Allah şöyle der:) "Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de."

– Diyanet İşleri

ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ أَنتُمۡ وَأَزۡوَٰجُكُمۡ تُحۡبَرُونَ ٧٠

Girin cennete siz ve zevceleriniz, sürûrlar, neşeler içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.

– Seyyid Kutub

"Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz."

– Diyanet İşleri

يُطَافُ عَلَيۡهِم بِصِحَافٖ مِّن ذَهَبٖ وَأَكۡوَابٖۖ وَفِيهَا مَا تَشۡتَهِيهِ ٱلۡأَنفُسُ وَتَلَذُّ ٱلۡأَعۡيُنُۖ وَأَنتُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ ٧١

Altından tepsiler ve küplerle üzerlerine dönülür dolaşılır; nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler hep orada ve siz orada muhalledsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı herşey var. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız.

– Seyyid Kutub

Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.

– Diyanet İşleri

وَتِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِيٓ أُورِثۡتُمُوهَا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ٧٢

Ve işte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle vâris kılındığınız cennet.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.

– Seyyid Kutub

İşte, bu yapmakta olduklarınıza karşılık size mîras verilen cennettir.

– Diyanet İşleri

لَكُمۡ فِيهَا فَٰكِهَةٞ كَثِيرَةٞ مِّنۡهَا تَأۡكُلُونَ ٧٣

Sizin için onda çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz

– Seyyid Kutub

Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu