بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱسۡتَخَفَّ قَوۡمَهُۥ فَأَطَاعُوهُۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ ٥٤

Artık kavmine hakaretle baktı. Derken onlar da ona itaat ediverdiler. Şüphe yok ki onlar, fasıklar olan bir kavim olmuş idiler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ فَأَغۡرَقۡنَٰهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٥٥

Vaktâ ki, Bizi gazaplandırdılar, onlardan intikam aldık. Hemen hepsini de garkettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَجَعَلۡنَٰهُمۡ سَلَفٗا وَمَثَلٗا لِّلۡأٓخِرِينَ ٥٦

Artık onları sonrakiler için de bir geçmiş, bir ibret kıldık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

۞ وَلَمَّا ضُرِبَ ٱبۡنُ مَرۡيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوۡمُكَ مِنۡهُ يَصِدُّونَ ٥٧

Vaktâ ki, Meryem'in oğlu, bir mesel olarak irâd edildi. O zaman kavmin bundan sevinip çağrışır oldular.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَالُوٓاْ ءَأَٰلِهَتُنَا خَيۡرٌ أَمۡ هُوَۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلَۢاۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٌ خَصِمُونَ ٥٨

Ve dediler ki: «Bizim ilâhlarımız mı hayırlıdır, yoksa O mu?» Bunu sana bir mücadeleden başka olarak irâd etmiş olmadılar. Hayır. Onlar düşmanlar olan bir kavimdirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنۡ هُوَ إِلَّا عَبۡدٌ أَنۡعَمۡنَا عَلَيۡهِ وَجَعَلۡنَٰهُ مَثَلٗا لِّبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٥٩

O başka değil, bir kuldur ki, O'nun üzerine in'amda bulunduk ve O'nu İsrâiloğulları için bir ibret kıldık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَا مِنكُم مَّلَٰٓئِكَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَخۡلُفُونَ ٦٠

Ve eğer dileyecek olsa idik, elbette sizden yerde melekler yaratırdık, size halefler olurlardı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّهُۥ لَعِلۡمٞ لِّلسَّاعَةِ فَلَا تَمۡتَرُنَّ بِهَا وَٱتَّبِعُونِۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ ٦١

Ve şüphe yok ki, o (Hazreti İsa) Kıyamet için bir bilgidir. Artık o Kıyamet hususunda bir şekke düşmeyin ve bana tâbi olunuz. Bir dosdoğru yol budur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ ٦٢

Ve sakın sizi şeytan men eylemesin. Şüphe yok ki o, sizin için apaçık bir düşmandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَمَّا جَآءَ عِيسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالَ قَدۡ جِئۡتُكُم بِٱلۡحِكۡمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُم بَعۡضَ ٱلَّذِي تَخۡتَلِفُونَ فِيهِۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ٦٣

Vaktâ ki İsa, o vazıh mûcizeler ile geldi, dedi ki: «Ben size muhakkak açık bir hikmet ile ve kendisiyle ihtilaf eder olduğunuz şeyin bazısını size beyan için geldim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ ٦٤

«Şüphe yok ki Allah, O benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir. Hemen O'na ibadet ediniz. İşte bu, dosdoğru yoldur.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00