043 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَمۡ أَنَا۠ خَيۡرٞ مِّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي هُوَ مَهِينٞ وَلَا يَكَادُ يُبِينُ ٥٢

Yoksa ben şundan daha hayırlı değil miyim ki o hem hakir hem de merâmını anlatamıyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?

– Seyyid Kutub

"Yoksa ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan bu adamdan daha hayırlı değil miyim?"

– Diyanet İşleri

فَلَوۡلَآ أُلۡقِيَ عَلَيۡهِ أَسۡوِرَةٞ مِّن ذَهَبٍ أَوۡ جَآءَ مَعَهُ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ مُقۡتَرِنِينَ ٥٣

Eğer o dediği gibi ise üzerine altın bilezikler atılsa ya! Yahut yanında melâikeler dizilse gelse ya!”

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ona altın bilezikler verilmeli, yahud yanında kendisiyle beraber yardımcı melekler gelmeli değil miydi?

– Seyyid Kutub

"(Eğer doğru söylüyorsa) ona altın bilezikler atılmalı, yahut onunla beraber bulunmak üzere melekler gelmeli değil miydi?"

– Diyanet İşleri

فَٱسۡتَخَفَّ قَوۡمَهُۥ فَأَطَاعُوهُۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ ٥٤

Bu suretle kavmini istihfaf etti, onlar da ona itaat eylediler çünkü dinden çıkmış fâsık bir kavim idiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte Firavun bu şekilde kavmini küçümsedi. Onlar da ona boyun eğdiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavimdi.

– Seyyid Kutub

Firavun kavmini küçük düşürdü (ezdi). Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplumdu.

– Diyanet İşleri

فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ فَأَغۡرَقۡنَٰهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٥٥

Böyle vaktâ ki Bizi gazaba davet ettiler, Biz de kendilerinden intikam aldık hepsini birden gark ediverdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, böyle hepsini suda boğduk.

– Seyyid Kutub

Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince biz de onlardan öc aldık, hepsini suda boğduk.

– Diyanet İşleri

فَجَعَلۡنَٰهُمۡ سَلَفٗا وَمَثَلٗا لِّلۡأٓخِرِينَ ٥٦

Gark ediverdik de onları sonrakiler için hem bir selef hem bir mesel kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece onları, sonrakiler için hem bir örnek, hem de bir ibret yaptık.

– Seyyid Kutub

Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık.

– Diyanet İşleri

۞ وَلَمَّا ضُرِبَ ٱبۡنُ مَرۡيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوۡمُكَ مِنۡهُ يَصِدُّونَ ٥٧

Ve vaktâ ki Meryem’in oğlu bir mesel olarak ortaya atıldı, derhâl kavmin ondan çığrıştılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Meryemoğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca hemen kavmin yaygarayı bastı.

– Seyyid Kutub

Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar.

– Diyanet İşleri

وَقَالُوٓاْ ءَأَٰلِهَتُنَا خَيۡرٌ أَمۡ هُوَۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلَۢاۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٌ خَصِمُونَ ٥٨

“Ya!” dediler, “bizim ilâhlarımız mı hayırlı, yoksa o mu?” Bunu sana sırf bir cidal olarak fırlattılar, doğrusu onlar çok husûmetli bir kavimdirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bizim tanrılarımız mı hayırlı yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Öyle ya onlar, kavgacı bir toplumdur.

– Seyyid Kutub

"Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?" dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur.

– Diyanet İşleri

إِنۡ هُوَ إِلَّا عَبۡدٌ أَنۡعَمۡنَا عَلَيۡهِ وَجَعَلۡنَٰهُ مَثَلٗا لِّبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٥٩

Hayır o ilâh değil, hâlis bir kuldur, Biz ona inʿâm ettik ve kendisini Benî İsrâil için bir mesel yaptık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

– Seyyid Kutub

İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları'na örnek kıldığımız bir kuldur.

– Diyanet İşleri

وَلَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَا مِنكُم مَّلَٰٓئِكَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَخۡلُفُونَ ٦٠

Ve dilersek sizlerden de melâike yaparız Arz’da halef olurlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer biz dileseydik, sizin yerinize, yeryüzünde melekler yaratırdık da sonra yerinize geçerlerdi.

– Seyyid Kutub

Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهُۥ لَعِلۡمٞ لِّلسَّاعَةِ فَلَا تَمۡتَرُنَّ بِهَا وَٱتَّبِعُونِۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ ٦١

Ve hakikat o, Sâʿat için bir ilimdir, onun için sakın o Sâʿat’in geleceğinde şek etmeyin de bana tâbiʿ olun, işte bu yegâne doğru yoldur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir. O saatin geleceğinden hiç şüphe etmeyin, bana uyun. Doğru yol budur.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.

– Diyanet İşleri

وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ ٦٢

Ve sakın sizi Şeytan çelmesin, çünkü o size belli bir düşmandır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şeytan sizi bundan alıkoymasın. Çünkü o, sizin için açık bir düşmandır.

– Seyyid Kutub

Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu