بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ ٨

siz pek çelişkili bir söz içindesiniz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ ٩

Ondan çevrilen çevrilir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ ١٠

O kahrolası yalancılar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ ١١

O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يَسۡـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٢

Soruyorlar: «Ne zaman o ceza günü?» diye.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يَوۡمَ هُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ يُفۡتَنُونَ ١٣

Ateş üzerinde kıvranacaklan gün.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ذُوقُواْ فِتۡنَتَكُمۡ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ ١٤

Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istedığiniz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ ١٥

Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُحۡسِنِينَ ١٦

Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar, bundan önce güzel davranmayı adet edinmışlerdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

كَانُواْ قَلِيلٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مَا يَهۡجَعُونَ ١٧

Geceleyin pek az uyurlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَبِٱلۡأَسۡحَارِ هُمۡ يَسۡتَغۡفِرُونَ ١٨

Seher vakitlerinde hep bağışlanma dilerlerdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00