بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا ٢
derken bir ağırlık taşıyanlara
Yükünü yüklenenlere.
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.
فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا ٣
derken bir kolaylıkla akanlara
Kolayca süzülenlere.
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.
فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا ٤
derken bir emir taksim edenlere kasem olsun
İşi ayıranlara and olsun.
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ ٥
ki muhakkak o size vaad olunan her hâlde doğrudur.
Size va'dedilen, mutlaka doğrudur.
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.
وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ ٦
Ve muhakkak ki cezâ şüphesiz vâki‘dir.
Ceza muhakkak olacaktır.
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ ٧
O düzgün hâreli semâya kasem ederim
Yolları bulunan göğe andolsun ki.
Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.
إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ ٨
ki siz pek muhtelif bir kavil içinde bulunuyorsunuz.
Ey inkarcılar, siz, şüphesiz çeşitli görüştesiniz.
Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.
يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ ٩
Ondan çevrilen çevrilir.
Çevrilen, ondan çevriliyor.
Ondan (Peygamber'den) çevrilen çevrilir.
قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ ١٠
O kahrolası yalancılar
O çeşitli görüşleri atan yalancılar kahrolsun.
Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve "Muhammed şairdir, delidir" diyen) yalancılar kahrolsun!
ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ ١١
o sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler
Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler.
يَسۡـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٢
soruyorlar: “Ne zaman o cezâ günü? (yevm-i dîn)”.
Ceza günü ne zaman? diye sorarlar.
"Ceza günü ne zaman?" diye sorarlar.