بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ هَلْ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَهْدِىٓ إِلَى ٱلْحَقِّۚ قُلِ ٱللَّهُ يَهْدِى لِلْحَقِّۗ أَفَمَن يَهْدِىٓ إِلَى ٱلْحَقِّ أَحَقُّ أَن يُتَّبَعَ أَمَّن لَّا يَهِدِّىٓ إِلَّآ أَن يُهْدَىٰۖ فَمَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ﴿٣٥

De ki: «Sizi ortaklarınızın içinden hakkı (doğru yolu) gösterecek bir kimse var mıdır»? De: «Hakkı gösterecek ve ona iletecek Allahdır. O halde hakka hidâyet edecek (Allah) mı (kendisine) uyulmıya daha lâyıkdır, yoksa (hayat ve) hidâyet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan (o uydurma Tanrılar) mı? Ne oluyor size? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz»?

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR