بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣

(2-3) Kur'an-ı Hakim'e yemin ederim. Şüphe yok ki, sen, elbette (Peygamber) gönderilmiş olanlardansın.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ٤

Bir istikametli yol üzere bulunmaktasın.

– Ömer Nasuhi Bilmen

تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٥

(O Kur'an) Rahîm olan Allah Teâlâ tarafından indirilmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ ٦

Tâ ki, bir kavmi korkutasın ki, onların ataları korkutulmamıştır. Artık onlar gâfil kimselerdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٧

Andolsun ki, onların birçokları üzerine o söz (o azap emri) hak olmuştur. Artık onlar imân etmezler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ ٨

Şüphe yok ki, Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişizdir, tâ ki onların çenelerine kadar dayanmıştır. Artık onlar başları yukarı kaldırılmış, gözleri aşağıya çevrilmiş kimselerdir, bir şey görüp anlayamazlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ ٩

Ve Biz onların önlerinde bir sed ve arkalarında bir sed vücuda getirdik, öylece onları sarıverdik. Artık onlar göremezler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ١٠

Ve onları korkutmuş olsan da, korkutmasan da onlara karşı müsavîdir, imân etmezler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكۡرَ وَخَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِۖ فَبَشِّرۡهُ بِمَغۡفِرَةٖ وَأَجۡرٖ كَرِيمٍ ١١

Sen ancak zikre tâbi ve Rahmân'dan daha görmeksizin korkan kimseyi korkutursun. Artık onu bir yarlığanma ile ve pek şerefli bir mükâfaat ile müjdele.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا نَحۡنُ نُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَنَكۡتُبُ مَا قَدَّمُواْ وَءَاثَٰرَهُمۡۚ وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ فِيٓ إِمَامٖ مُّبِينٖ ١٢

Şüphe yok ki, Biz ölüleri diriltiriz ve onların önden göndermiş olduklarını ve eserlerini yazarız. Ve zâten herşeyi pek apaçık bildiren bir Levh-i Mahfuz'da zabtetmişizdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلًا أَصۡحَٰبَ ٱلۡقَرۡيَةِ إِذۡ جَآءَهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ ١٣

Ve onlara (o münkirlere) o şehir ahalisini bir mesel olarak irâd et. O vakit ki, onlara o gönderilmiş olan elçiler gelmişti.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00