بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ طَٰٓئِرُكُم مَّعَكُمۡ أَئِن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ مُّسۡرِفُونَ ١٩

Elçiler: «Sizin uğursuzluk kuşunuz beraberinizdedir. Size öğüt verilse de öyle mi? Doğrusu siz israfı adet etmiş bir topluluksunuz.» dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٞ يَسۡعَىٰ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُواْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٢٠

o sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve dedi ki: «Ey hemşerilerim, uyun o gönderilen elçilere!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ٱتَّبِعُواْ مَن لَّا يَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرٗا وَهُم مُّهۡتَدُونَ ٢١

Uyun sizden bir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar doğru yola ermişlerdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَالِيَ لَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ ٢٢

Hem neden kulluk etmeyeyim ben o beni yaratana, hep de döndürülüp O'na götürüleceksiniz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَٰنُ بِضُرّٖ لَّا تُغۡنِ عَنِّي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا يُنقِذُونِ ٢٣

Ben hiç O'ndan başka tanrılar mı edinirim? Eğer o Rahman, bana bir keder irade buyurursa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve beni kurtaramazlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنِّيٓ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ ٢٤

Şüphesiz ben, o takdirde açık bir sapıklık içindeyimdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنِّيٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ ٢٥

Haberiniz olsun ki, ben Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قِيلَ ٱدۡخُلِ ٱلۡجَنَّةَۖ قَالَ يَٰلَيۡتَ قَوۡمِي يَعۡلَمُونَ ٢٦

Denildi ki: «Haydi. gir cennete!» O: «Ah ne olurdu, kavmim bilseydi

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ ٢٧

Rabbimin beni bağışlamasını ve beni ikram olunan kullarından kıldığını.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنۢ بَعۡدِهِۦ مِن جُندٖ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا كُنَّا مُنزِلِينَ ٢٨

Arkasından kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِن كَانَتۡ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَإِذَا هُمۡ خَٰمِدُونَ ٢٩

O sadece bir sayha (gürültü) oldu; hemen sönüverdiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00