بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَتَجۡعَلُونَ رِزۡقَكُمۡ أَنَّكُمۡ تُكَذِّبُونَ ٨٢

Ve rızkınızı tekzibiniz (nasibinizi yalanlamanızdan ibaret) mi kılacaksınız?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلَوۡلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلۡحُلۡقُومَ ٨٣

O halde can boğaza geldiği vakit,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَنتُمۡ حِينَئِذٖ تَنظُرُونَ ٨٤

ki o zaman bakar durursunuz,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنكُمۡ وَلَٰكِن لَّا تُبۡصِرُونَ ٨٥

Biz ise ona sizden daha yakınızdır, fakat siz göremezsiniz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلَوۡلَآ إِن كُنتُمۡ غَيۡرَ مَدِينِينَ ٨٦

(86-87) Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

تَرۡجِعُونَهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ٨٧

(86-87) Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ ٨٨

Ama o (can çekişen kişi) Allah'a yakın olanlardan ise,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَرَوۡحٞ وَرَيۡحَانٞ وَجَنَّتُ نَعِيمٖ ٨٩

(ona) ravh (rahmet, ferahlık, daimi bir hayat), güzel bir rızık ve Naim cenneti vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٩٠

Eğer sağın adamlarından ise,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَسَلَٰمٞ لَّكَ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٩١

artık selam sana, sağın adamlarından.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُكَذِّبِينَ ٱلضَّآلِّينَ ٩٢

Ama o yalanlayan sapıklardan ise,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00