بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٠

Alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَبِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَنتُم مُّدۡهِنُونَ ٨١

Şimdi siz bu kelâma ehemmiyet vermeyiciler misiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَجۡعَلُونَ رِزۡقَكُمۡ أَنَّكُمۡ تُكَذِّبُونَ ٨٢

Ve rızkınızı siz muhakkak kendinizin yalanlamanızdan ibaret mi kılacaksınız?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَوۡلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلۡحُلۡقُومَ ٨٣

(83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنتُمۡ حِينَئِذٖ تَنظُرُونَ ٨٤

(83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنكُمۡ وَلَٰكِن لَّا تُبۡصِرُونَ ٨٥

Ve biz (O can çekiştirene) sizden daha yakınız. Velâkin siz göremezsiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَوۡلَآ إِن كُنتُمۡ غَيۡرَ مَدِينِينَ ٨٦

O halde haydi, eğer siz ceza görmeyecekler oldunuz iseniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

تَرۡجِعُونَهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ٨٧

Onu (o çıkmak üzere olan canı) geri çevirseniz ya. Eğer siz sâdıklar oldunuz iseniz!

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ ٨٨

Artık (o ölen) eğer mukarreblerden oldu ise,

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَرَوۡحٞ وَرَيۡحَانٞ وَجَنَّتُ نَعِيمٖ ٨٩

İşte (ona) bir rahat, bir güzel rızk ve bir Nâim cenneti (vardır).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٩٠

Ve eğer Ashâb-ı Yemîn'den ise,

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00