بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

نَحۡنُ قَدَّرۡنَا بَيۡنَكُمُ ٱلۡمَوۡتَ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ ٦٠

Aranızda ölümü Biz takdir ettik ve Bizim önümüze geçilmez.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ أَمۡثَٰلَكُمۡ وَنُنشِئَكُمۡ فِي مَا لَا تَعۡلَمُونَ ٦١

Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir yaratılışta var etmek üzereyiz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُولَىٰ فَلَوۡلَا تَذَكَّرُونَ ٦٢

Muhakkak ilk yaratılışı biliyorsunuz. O halde düşünsenize!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تَحۡرُثُونَ ٦٣

Şimdi gördünüz mü o ektiğiniz tohumu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ تَزۡرَعُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلزَّٰرِعُونَ ٦٤

Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَٰهُ حُطَٰمٗا فَظَلۡتُمۡ تَفَكَّهُونَ ٦٥

Dilesek onları elbette bir çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler dururdunuz:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا لَمُغۡرَمُونَ ٦٦

«Muhakkak biz çok ziyandayız.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ ٦٧

doğrusu büsbütün mahrum olduk!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلۡمَآءَ ٱلَّذِي تَشۡرَبُونَ ٦٨

şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ أَنزَلۡتُمُوهُ مِنَ ٱلۡمُزۡنِ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنزِلُونَ ٦٩

Buluttan onu siz mi indiriyordunuz. yoksa Biz miyiz indiren?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ نَشَآءُ جَعَلۡنَٰهُ أُجَاجٗا فَلَوۡلَا تَشۡكُرُونَ ٧٠

Dileseydik onu acı bir çorak yapardık. O halde şükretseniz ya!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00