بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَشَٰرِبُونَ شُرۡبَ ٱلۡهِيمِ ٥٥

susuzluk illetine tutulmuş kanmak bilmeyen develerin içişi gibi içersiniz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

هَٰذَا نُزُلُهُمۡ يَوۡمَ ٱلدِّينِ ٥٦

İşte ceza gününde onların konuklukları (ağırlanışları) böyledir!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

نَحۡنُ خَلَقۡنَٰكُمۡ فَلَوۡلَا تُصَدِّقُونَ ٥٧

Sizi Biz yarattık, hala tasdik etmeyecek misiniz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تُمۡنُونَ ٥٨

Şimdi gördünüz mü o döktüğünüz meniyi?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ تَخۡلُقُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡخَٰلِقُونَ ٥٩

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan Biz miyiz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

نَحۡنُ قَدَّرۡنَا بَيۡنَكُمُ ٱلۡمَوۡتَ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ ٦٠

Aranızda ölümü Biz takdir ettik ve Bizim önümüze geçilmez.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ أَمۡثَٰلَكُمۡ وَنُنشِئَكُمۡ فِي مَا لَا تَعۡلَمُونَ ٦١

Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir yaratılışta var etmek üzereyiz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُولَىٰ فَلَوۡلَا تَذَكَّرُونَ ٦٢

Muhakkak ilk yaratılışı biliyorsunuz. O halde düşünsenize!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تَحۡرُثُونَ ٦٣

Şimdi gördünüz mü o ektiğiniz tohumu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ تَزۡرَعُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلزَّٰرِعُونَ ٦٤

Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَٰهُ حُطَٰمٗا فَظَلۡتُمۡ تَفَكَّهُونَ ٦٥

Dilesek onları elbette bir çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler dururdunuz:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00