بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ ٥٣

Artık karınlarınızı ondan doldurucularsınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَشَٰرِبُونَ عَلَيۡهِ مِنَ ٱلۡحَمِيمِ ٥٤

(54-55) Sonra onun üzerine kaynar sudan içicilersiniz. Artık kendisine bir hastalık arız olmuş devenin içişi gibi içicilersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَشَٰرِبُونَ شُرۡبَ ٱلۡهِيمِ ٥٥

(54-55) Sonra onun üzerine kaynar sudan içicilersiniz. Artık kendisine bir hastalık arız olmuş devenin içişi gibi içicilersiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَٰذَا نُزُلُهُمۡ يَوۡمَ ٱلدِّينِ ٥٦

İşte bu, onların o ceza günündeki ziyafetleridir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

نَحۡنُ خَلَقۡنَٰكُمۡ فَلَوۡلَا تُصَدِّقُونَ ٥٧

Biz sizi yarattık. Artık tasdik eder olmalı değil mi idiniz!

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تُمۡنُونَ ٥٨

Rahimlere döktüğünüz nutfeyi gördünüz mü? (haber veriniz!)

– Ömer Nasuhi Bilmen

ءَأَنتُمۡ تَخۡلُقُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡخَٰلِقُونَ ٥٩

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcılar Biz miyiz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

نَحۡنُ قَدَّرۡنَا بَيۡنَكُمُ ٱلۡمَوۡتَ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ ٦٠

Sizin aranızda ölümü Biz takdir ettik ve Biz önüne geçilmiş olanlar değiliz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ أَمۡثَٰلَكُمۡ وَنُنشِئَكُمۡ فِي مَا لَا تَعۡلَمُونَ ٦١

(61-62) Sizin emsâlinizi değiştirmek ve sizi bilmediğiniz bir neş'ette yaratmak üzere (kâdiriz). Ve muhakkak ki, siz ilk yaradılışı bildiniz, o halde düşünmez misiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُولَىٰ فَلَوۡلَا تَذَكَّرُونَ ٦٢

(61-62) Sizin emsâlinizi değiştirmek ve sizi bilmediğiniz bir neş'ette yaratmak üzere (kâdiriz). Ve muhakkak ki, siz ilk yaradılışı bildiniz, o halde düşünmez misiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تَحۡرُثُونَ ٦٣

Şimdi ektiğiniz tohumu gördünüz mü?

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00