بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَمۡ يُرِيدُونَ كَيۡدٗاۖ فَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ هُمُ ٱلۡمَكِيدُونَ ٤٢

Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenlerin kendileri o tuzağa düşeceklerdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَمۡ لَهُمۡ إِلَٰهٌ غَيۡرُ ٱللَّهِۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ ٤٣

Yoksa onların Allah'tan başka bir ilahları mı var? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِن يَرَوۡاْ كِسۡفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ سَاقِطٗا يَقُولُواْ سَحَابٞ مَّرۡكُومٞ ٤٤

Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler 'Birbiri üstüne yığılmış bir bulut» diyecekler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَذَرۡهُمۡ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي فِيهِ يُصۡعَقُونَ ٤٥

O halde bırak onları ta çarpılacakları günlerine (kavuşuncaya) kadar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يَوۡمَ لَا يُغۡنِي عَنۡهُمۡ كَيۡدُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ ٤٦

O gün hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak ve hiçbir şekilde kurtarılmayacaklardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ عَذَابٗا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ ٤٧

O zulmedenlere bundan başka da bir azap vardır. Fakat pek çokları bilmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعۡيُنِنَاۖ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ ٤٨

Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen bizim gözetimimiz altındasın, kalktığında Rabbini hamd ile tesbih et.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَسَبِّحۡهُ وَإِدۡبَٰرَ ٱلنُّجُومِ ٤٩

Gecenin bir kısmında da O'nu tesbih et, yıldızların batmaya yaklaştığı sıra da!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00