بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ ١

İnmekte olan necme (yıldıza, Kur'an'ın inen miktarına) yemin ederim ki,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ ٢

arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ ٣

Hevadan (arzusuna göre) söylemiyor.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ ٤

O (Kur'an) sadece vahyolunan bir vahiydir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ ٥

Ona, kuvvetleri çok güçlü olan öğretti.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ ٦

Bir kuvvet sahibi; hemen duruklandı (doğruldu).

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٧

O en yüksek ufukta idi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨

Sonra yaklaştı ve sarktı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ ٩

Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ ١٠

kuluna verdiği vahyi verdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00