081 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلۡجَوَارِ ٱلۡكُنَّسِ ١٦

Dolaşıb dolaşıb yuvasına giren gezegenlere,

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّيۡلِ إِذَا عَسۡعَسَ ١٧

Karanlığa arka verdiği zaman o geceye,

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلصُّبۡحِ إِذَا تَنَفَّسَ ١٨

Ağardığı zaman o sabaha ki,

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ١٩

Muhakkak bu Kur’an (Allah katında) kerim olan bir elçinin (Cebrâil Aleyhisselâmın) getirdiği kelâmdır.

– Ali Fikri Yavuz

ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي ٱلۡعَرۡشِ مَكِينٖ ٢٠

Bir elçi ki, pek kuvvetlidir. Arşın sahibi (Allah) katında yüksek bir mevki sahibidir.

– Ali Fikri Yavuz

مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ ٢١

( O elçi, melekler arasında kendisine) orada itaat olunandır; hem de (vahye karşı) emindir.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ ٢٢

(Ey Kureyş topluluğu!) Sizin arkadaşınız (Hz. Peygamber, kâfirlerin benzettiği gibi), bir mecnûn değildir.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ ٢٣

And olsun ki, Peygamber, o Cebrâil’i açık ufukta gördü.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ ٢٤

Peygamber, vahy üzerine itham edilir de değil...

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ ٢٥

Kur’an da, Allah’ın rahmetinden koğulmuş bir şeytanın sözü değil...

– Ali Fikri Yavuz

فَأَيۡنَ تَذۡهَبُونَ ٢٦

O halde (ey şaşkın kâfirler), nereye gidiyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu