026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقَرَأَهُۥ عَلَيۡهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ مُؤۡمِنِينَ ١٩٩

Onu Kureyş kâfirleri üzerine okusaydı, yine iman etmiyeceklerdi.

– Ali Fikri Yavuz

كَذَٰلِكَ سَلَكۡنَٰهُ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ ٢٠٠

Biz, o küfrü mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuz ki,

– Ali Fikri Yavuz

لَا يُؤۡمِنُونَ بِهِۦ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ ٢٠١

O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur’ân’a iman etmezler.

– Ali Fikri Yavuz

فَيَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ ٢٠٢

İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir.

– Ali Fikri Yavuz

فَيَقُولُواْ هَلۡ نَحۡنُ مُنظَرُونَ ٢٠٣

“Bize bir mühlet verilir mi?” diyecekler.

– Ali Fikri Yavuz

أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ ٢٠٤

Şimdi onlar azabımızı çabuklaştırmak mı istiyorlar?

– Ali Fikri Yavuz

أَفَرَءَيۡتَ إِن مَّتَّعۡنَٰهُمۡ سِنِينَ ٢٠٥

Gördün ya, artık onları senelerce zevklendirsek,

– Ali Fikri Yavuz

ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ ٢٠٦

Sonra kendilerine verilen azab vaadi gelip çatarsa,

– Ali Fikri Yavuz

مَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ ٢٠٧

O yaşadıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmıyacaktır.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

Biz hangi memleket halkını helâk ettikse, muhakkak o memleket halkını korkutucu peygamberler olmuştur.

– Ali Fikri Yavuz

ذِكۡرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

(Onlara) öğüd verilmiştir. Biz (onları helâk etmekle) zulmetmiş değilizdir.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00