026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلۡمُسَحَّرِينَ ١٨٥

“Sen” dediler, “muhakkak sihirlilerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eykeliler dediler ki; «Sen büyüye çarpılmış birisin.»

– Seyyid Kutub

Onlar şöyle dediler: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ ١٨٦

Sen bizim gibi bir beşerden başka nesin, doğrusu biz seni her hâlde yalancılardan sanıyoruz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen de sadece bizler gibi bir insansın. Senin kesinlikle yalan söylediğin kanısındayız.

– Seyyid Kutub

Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz."

– Diyanet İşleri

فَأَسۡقِطۡ عَلَيۡنَا كِسَفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٨٧

Üzerimize semâdan bir kıtʿayı düşürüver haydi sâdıklardan isen”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer doğru söylüyorsan başımıza gökten parçalar yağdır.

– Seyyid Kutub

"Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür."

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبِّيٓ أَعۡلَمُ بِمَا تَعۡمَلُونَ ١٨٨

“Rabbim aʿlemdir” dedi, “yaptıklarınıza”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şuayb «Rabbim neler yaptığınızı herkesten iyi bilir.»

– Seyyid Kutub

Şuayb, "Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.

– Diyanet İşleri

فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمۡ عَذَابُ يَوۡمِ ٱلظُّلَّةِۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٍ ١٨٩

Hâsılı onu tekzib ettiler, kendilerini de o zulle gününün azâbı alıverdi ki o cidden büyük bir günün azâbı idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eykeliler, Şuayb'i yalanladılar. Bunun üzerine «Yakar bulut günü» nün azabı yakalarına yapıştı. O gerçekten müthiş bir günün azabı idi.

– Seyyid Kutub

Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٩٠

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٩١

Ve şüphesiz ki Rabbin O, öyle Azîz öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهُۥ لَتَنزِيلُ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٩٢

Ve hakikat bu (Kur’an) Rabbü’l-âlemîn’in şüphesiz bir tenzîlidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hiç kuşkusuz Kur'an, Rabb'in tarafından indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz bu Kur'an, âlemlerin Rabbi'nin indirmesidir.

– Diyanet İşleri

نَزَلَ بِهِ ٱلرُّوحُ ٱلۡأَمِينُ ١٩٣

Onu Rûh-i Emîn indirdi

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu «güvenilir ruh» (Cebrail) indirdi.

– Seyyid Kutub

Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

– Diyanet İşleri

عَلَىٰ قَلۡبِكَ لِتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُنذِرِينَ ١٩٤

senin kalbin üzerine ki o münzirlerden olasın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Senin kalbine; uyarıcılardan biri olasın diye.

– Seyyid Kutub

Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

– Diyanet İşleri

بِلِسَانٍ عَرَبِيّٖ مُّبِينٖ ١٩٥

Açık parlak bir Arabî lisan ile.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Açık, yalın bir arapça ile

– Seyyid Kutub

Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu