026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

۞ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ ١١١

“A” dediler, “hiç biz sana inanır mıyız? Senin ardına hep o erâzil düşmüş?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Soydaşları, «peşinden gelenler aramızdaki ayak takımı iken hiç biz sana inanır mıyız» dediler.

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız."

– Diyanet İşleri

قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ١١٢

“Benim ne ilmim olabilir?” dedi, “onlar ne yapıyorlarmış.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nuh dedi ki; «Onların neler yaptıklarını ben bilemem.»

– Seyyid Kutub

Nûh şöyle dedi: "Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?"

– Diyanet İşleri

إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ ١١٣

Sizin şuurunuz olsa onların hesâbı ancak Rabbime aittir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların hesabını görmek, sadece Rabb'ime düşer. Keşke bu gerçeğin bilincinde olsanız.

– Seyyid Kutub

"Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!"

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٤

Hem ben iman edenleri kovmaya me’mur değilim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mü'minleri yanımdan kovmak bana yakışmaz.

– Seyyid Kutub

"Ben inananları kovacak değilim."

– Diyanet İşleri

إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ ١١٥

Ben ancak açık bir nezîrim”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.

– Seyyid Kutub

"Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

– Diyanet İşleri

قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ ١١٦

“And ederiz ki” dediler, “eğer vazgeçmezsen yâ Nûh, mutlak ve muhakkak recm edilenlerden olacaksın”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Soydaşları; «Ey Nuh, eğer bu dediklerinden vazgeçmezsen taşa tutulup öldürülenlerden olacaksın» dediler.

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!"

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ ١١٧

“Yâ Rab!” dedi, “anlaşıldı ki kavmim beni tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Nuh dedi ki: «Ya Rabbi, soydaşlarım beni yalanladılar.

– Seyyid Kutub

Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı."

– Diyanet İşleri

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de bana ve beraberimdeki mü’minlere necat ver”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar ile aramdaki meseleyi sen kesin çözüme bağla; beni ve yanımdaki mü'minleri kurtar.»

– Seyyid Kutub

"Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar."

– Diyanet İşleri

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necâta çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Nuh'u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

– Seyyid Kutub

Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra da arkasından kalanları gark ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun arkasından dışarda kalanları suda boğduk.

– Seyyid Kutub

Sonra da geride kalanları suda boğduk.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü’min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu