بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

(92-93) «Neyiniz var konuşmuyorsunuz?» diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

(92-93) «Neyiniz var konuşmuyorsunuz?» diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ ٩٥

A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ ٩٦

Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ ٩٧

Haydi, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın! dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ ٩٨

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk kendilerini daha alçak (bir duruma) düşürdük.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٩٩

Bir de dedi ki: «Ben Rabbime gidiyorum, O bana yolunu gösterir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

رَبِّ هَبۡ لِي مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ١٠٠

Rabbim, bana iyilerden (bir evlat) ihsan et!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَبَشَّرۡنَٰهُ بِغُلَٰمٍ حَلِيمٖ ١٠١

Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ ٱلسَّعۡيَ قَالَ يَٰبُنَيَّ إِنِّيٓ أَرَىٰ فِي ٱلۡمَنَامِ أَنِّيٓ أَذۡبَحُكَ فَٱنظُرۡ مَاذَا تَرَىٰۚ قَالَ يَٰٓأَبَتِ ٱفۡعَلۡ مَا تُؤۡمَرُۖ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلصَّٰبِرِينَ ١٠٢

(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: «Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?» dedi. (Çocuk da): «Babacığım sana ne emrediliyorsa yap! Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın!» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00