بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَنَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥ مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ ٧٦

Ve O'nu ve ehlini o pek büyük gamdan kurtardık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَعَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلۡبَاقِينَ ٧٧

Ve onun zürriyetini (evet onları) payidârlar kıldık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ٧٨

Ve onun üzerine sonra gelenler arasında (bir zikr-i cemîl) bıraktık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٖ فِي ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٩

(79-80) Selâm Nûh'a, bütün âlemler içinde. İşte şüphe yok, Biz muhsin olanları böylece mükâfaata nâil kılarız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ٨٠

(79-80) Selâm Nûh'a, bütün âlemler içinde. İşte şüphe yok, Biz muhsin olanları böylece mükâfaata nâil kılarız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٨١

(81-82) Muhakkak o, Bizim mü'min olan kullarımızdan idi. Sonra ötekilerini sulara gark ettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٨٢

(81-82) Muhakkak o, Bizim mü'min olan kullarımızdan idi. Sonra ötekilerini sulara gark ettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

۞ وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبۡرَٰهِيمَ ٨٣

Şüphe yok ki, İbrahim de O'nun izinden gidenlerdendir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ ٨٤

(84-85) Çünkü o, Rabbine tertemiz bir yürekle geldi. O vakit babasına ve kavmine dedi: «Siz nelere ibadet edersiniz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ ٨٥

(84-85) Çünkü o, Rabbine tertemiz bir yürekle geldi. O vakit babasına ve kavmine dedi: «Siz nelere ibadet edersiniz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

«Bir iftira olarak mı Allah'tan başka ilâhlar diliyorsunuz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00