بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ ٧٢

(72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُنذَرِينَ ٧٣

(72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٧٤

(72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ نَادَىٰنَا نُوحٞ فَلَنِعۡمَ ٱلۡمُجِيبُونَ ٧٥

Celâlim hakkı için Nûh Bize nidâ etmişti. Artık Biz ne güzel icabet edenler (olduk).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَنَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥ مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ ٧٦

Ve O'nu ve ehlini o pek büyük gamdan kurtardık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَعَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلۡبَاقِينَ ٧٧

Ve onun zürriyetini (evet onları) payidârlar kıldık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ٧٨

Ve onun üzerine sonra gelenler arasında (bir zikr-i cemîl) bıraktık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٖ فِي ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٩

(79-80) Selâm Nûh'a, bütün âlemler içinde. İşte şüphe yok, Biz muhsin olanları böylece mükâfaata nâil kılarız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ٨٠

(79-80) Selâm Nûh'a, bütün âlemler içinde. İşte şüphe yok, Biz muhsin olanları böylece mükâfaata nâil kılarız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٨١

(81-82) Muhakkak o, Bizim mü'min olan kullarımızdan idi. Sonra ötekilerini sulara gark ettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٨٢

(81-82) Muhakkak o, Bizim mü'min olan kullarımızdan idi. Sonra ötekilerini sulara gark ettik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00