بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Ve gerçek (şu ki, daha) önce şöyle diyorlardı:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦٨

Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٩

herhalde Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ ١٧٠

Fakat şimdi O'nu inkar ettiler, artık ileride bilecekler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ سَبَقَتۡ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٧١

Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّهُمۡ لَهُمُ ٱلۡمَنصُورُونَ ١٧٢

Onlar (var ya), elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلۡغَٰلِبُونَ ١٧٣

Ve elbette Bizim askerlerimiz mutlaka onlar galip geleceklerdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ ١٧٤

Onun için bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَأَبۡصِرۡهُمۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ ١٧٥

Gör onları(n akibeti ne olacak! Onlar da) yakında göreceklerdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ ١٧٦

Ve şimdi onlar. Bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمۡ فَسَآءَ صَبَاحُ ٱلۡمُنذَرِينَ ١٧٧

Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman o acı haber verilenlerin sabahı ne fenadır!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00