بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ ٧٧

(77-78) (Allah Teâlâ da) Buyurdu ki: «Hemen oradan çıkıver. Çünkü sen şüphe yok ki, koğulmuşsundur. Ve muhakkak ki, lânetim Kıyâmet gününe kadar senin üzerinedir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ عَلَيۡكَ لَعۡنَتِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ ٧٨

(77-78) (Allah Teâlâ da) Buyurdu ki: «Hemen oradan çıkıver. Çünkü sen şüphe yok ki, koğulmuşsundur. Ve muhakkak ki, lânetim Kıyâmet gününe kadar senin üzerinedir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ ٧٩

(İblis de) Dedi ki: «Yarabbi! Öyle ise bana ba's olunacakları güne kadar mühlet ver.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ ٨٠

(Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ ٨١

(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna».

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٨٢

(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna».

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٨٣

(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna».

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَٱلۡحَقُّ وَٱلۡحَقَّ أَقُولُ ٨٤

(84-86) (Hak Teâlâ da) buyurdu ki: «İmdi bu doğru ve şu hakikati söyleyeyim ki, elbette cehennemi senden ve onlardan, sana tâbi olanlardan, hepsinden dolduracağım.» De ki: «Onun üzerine sizden bir ücret istemiyorum ve ben tekellüfçülerden de değilim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٨٥

(84-86) (Hak Teâlâ da) buyurdu ki: «İmdi bu doğru ve şu hakikati söyleyeyim ki, elbette cehennemi senden ve onlardan, sana tâbi olanlardan, hepsinden dolduracağım.» De ki: «Onun üzerine sizden bir ücret istemiyorum ve ben tekellüfçülerden de değilim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُتَكَلِّفِينَ ٨٦

(84-86) (Hak Teâlâ da) buyurdu ki: «İmdi bu doğru ve şu hakikati söyleyeyim ki, elbette cehennemi senden ve onlardan, sana tâbi olanlardan, hepsinden dolduracağım.» De ki: «Onun üzerine sizden bir ücret istemiyorum ve ben tekellüfçülerden de değilim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ ٨٧

(87-88) «O (Kur'an) başka değil, bütün âlemler için bir mev'izedir. Ve andolsun ki, onun haber verdiğini bir müddet sonra elbette bilmiş olacaksınız.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00