بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيُمۡدِدۡكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ جَنَّٰتٖ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ أَنۡهَٰرٗا ١٢

Ve size mallar ile ve oğullar ile imdat eder ve sizin için bağlar, bostanlar kılar ve sizin için ırmaklar vucûda getirir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّا لَكُمۡ لَا تَرۡجُونَ لِلَّهِ وَقَارٗا ١٣

Size ne oluyor ki Allah için bir azâmet ummuyorsunuz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَدۡ خَلَقَكُمۡ أَطۡوَارًا ١٤

(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır?

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَلَمۡ تَرَوۡاْ كَيۡفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗا ١٥

(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَعَلَ ٱلۡقَمَرَ فِيهِنَّ نُورٗا وَجَعَلَ ٱلشَّمۡسَ سِرَاجٗا ١٦

(16-17) Ve onlar da ay'ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ نَبَاتٗا ١٧

(16-17) Ve onlar da ay'ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ يُعِيدُكُمۡ فِيهَا وَيُخۡرِجُكُمۡ إِخۡرَاجٗا ١٨

Sonra sizi orada iade edecektir ve sizi bir çıkarışla çıkaracaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ بِسَاطٗا ١٩

Ve Allah, Sizin için yeri bir döşek kılmıştır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِّتَسۡلُكُواْ مِنۡهَا سُبُلٗا فِجَاجٗا ٢٠

Tâ ki, ondan geniş geniş yollara gidiveresiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ نُوحٞ رَّبِّ إِنَّهُمۡ عَصَوۡنِي وَٱتَّبَعُواْ مَن لَّمۡ يَزِدۡهُ مَالُهُۥ وَوَلَدُهُۥٓ إِلَّا خَسَارٗا ٢١

(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَكَرُواْ مَكۡرٗا كُبَّارٗا ٢٢

(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00