بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقُلۡتُ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ إِنَّهُۥ كَانَ غَفَّارٗا ١٠

(9-10) «Sonra şüphesiz ki, ben onlar için ilan ettim ve onlara gizliden gizliye de bildirdim. Artık dedim ki, Rabinizden mağrifet dileyiniz, şüphe yok ki O, çok mağfiret buyurucudur.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا ١١

Üzerinize semayı bol yağmurlar ile gönderir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَيُمۡدِدۡكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ جَنَّٰتٖ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ أَنۡهَٰرٗا ١٢

Ve size mallar ile ve oğullar ile imdat eder ve sizin için bağlar, bostanlar kılar ve sizin için ırmaklar vucûda getirir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّا لَكُمۡ لَا تَرۡجُونَ لِلَّهِ وَقَارٗا ١٣

Size ne oluyor ki Allah için bir azâmet ummuyorsunuz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَدۡ خَلَقَكُمۡ أَطۡوَارًا ١٤

(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır?

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَلَمۡ تَرَوۡاْ كَيۡفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗا ١٥

(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَجَعَلَ ٱلۡقَمَرَ فِيهِنَّ نُورٗا وَجَعَلَ ٱلشَّمۡسَ سِرَاجٗا ١٦

(16-17) Ve onlar da ay'ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ نَبَاتٗا ١٧

(16-17) Ve onlar da ay'ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ يُعِيدُكُمۡ فِيهَا وَيُخۡرِجُكُمۡ إِخۡرَاجٗا ١٨

Sonra sizi orada iade edecektir ve sizi bir çıkarışla çıkaracaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ بِسَاطٗا ١٩

Ve Allah, Sizin için yeri bir döşek kılmıştır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِّتَسۡلُكُواْ مِنۡهَا سُبُلٗا فِجَاجٗا ٢٠

Tâ ki, ondan geniş geniş yollara gidiveresiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00