027 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ يَٰقَوۡمِ لِمَ تَسۡتَعۡجِلُونَ بِٱلسَّيِّئَةِ قَبۡلَ ٱلۡحَسَنَةِۖ لَوۡلَا تَسۡتَغۡفِرُونَ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ ٤٦

“Ey benim kavmim!” dedi, “niçin haseneden önce seyyieyi iviyorsunuz? Ne olur Allah’a istiğfar etseniz, belki rahmetine nâil olursunuz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ ٱطَّيَّرۡنَا بِكَ وَبِمَن مَّعَكَۚ قَالَ طَٰٓئِرُكُمۡ عِندَ ٱللَّهِۖ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ تُفۡتَنُونَ ٤٧

“Biz, sen ve maiyyetindekiler ile teşe’’üm ettik” dediler; “sizin” dedi, “şeâmetinizin sebebi Allah’a mâlum. Doğrusu siz öyle bir kavimsiniz ki imtihan olunuyorsunuz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَانَ فِي ٱلۡمَدِينَةِ تِسۡعَةُ رَهۡطٖ يُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا يُصۡلِحُونَ ٤٨

Şehirde dokuz çete vardı, hep arzda fesad yaparlar, salâha yaramazlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ تَقَاسَمُواْ بِٱللَّهِ لَنُبَيِّتَنَّهُۥ وَأَهۡلَهُۥ ثُمَّ لَنَقُولَنَّ لِوَلِيِّهِۦ مَا شَهِدۡنَا مَهۡلِكَ أَهۡلِهِۦ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ ٤٩

Allah’a yeminleşerek kavlettiler, “and olsun ona ve ehline bir gece baskını yapalım, sonra da velîsine yemin edelim, ʿbiz onun helâkine şâhid olmadık’ diyelim, şüphesiz sözümüz sözdür, sâdıkızdır” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَكَرُواْ مَكۡرٗا وَمَكَرۡنَا مَكۡرٗا وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ ٥٠

Böyle bir mekir kurdular, hâlbuki haberleri yok Biz de bir mekir kurmuştuk.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ مَكۡرِهِمۡ أَنَّا دَمَّرۡنَٰهُمۡ وَقَوۡمَهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٥١

Şimdi bak, mekirlerinin âkıbeti nasıl oldu? Kendilerini ve kavimlerini toptan tedmir ediverdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَتِلۡكَ بُيُوتُهُمۡ خَاوِيَةَۢ بِمَا ظَلَمُوٓاْۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ ٥٢

Daha evleri çökmüş, zulümleri yüzünden bomboş, şüphe yok bunda ilim şânından olan bir kavim için ibret alacak bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَنجَيۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ ٥٣

Hâlbuki iman edip korunur olanları necâta çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلُوطًا إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ أَتَأۡتُونَ ٱلۡفَٰحِشَةَ وَأَنتُمۡ تُبۡصِرُونَ ٥٤

Lût’a da risalet verdik, o vakit ki kavmine demişti: “Siz gözünüz göre göre o fuhşu yapacaksınız ha?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَئِنَّكُمۡ لَتَأۡتُونَ ٱلرِّجَالَ شَهۡوَةٗ مِّن دُونِ ٱلنِّسَآءِۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ تَجۡهَلُونَ ٥٥

Sahih siz kadınları bırakıp şehvet için mutlak erkeklere mi gideceksiniz? Doğrusu siz ne yaptığınızı bilmez bir kavimsiniz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوۡمِهِۦٓ إِلَّآ أَن قَالُوٓاْ أَخۡرِجُوٓاْ ءَالَ لُوطٖ مِّن قَرۡيَتِكُمۡۖ إِنَّهُمۡ أُنَاسٞ يَتَطَهَّرُونَ ٥٦

Buna kavminin cevabı sade şu olmuştu: “Çıkarın şu Lût ailesini memleketinizden, çünkü onlar çok temizlik taslar kimseler” demişlerdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu