بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ ٤٣

(43-44) Ve muhakkak O'dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O'dur, O'dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا ٤٤

(43-44) Ve muhakkak O'dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O'dur, O'dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ ٤٥

Ve muhakkak ki, iki çifti, erkek ile dişiyi o yarattı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ ٤٦

Bir nutfeden rahîmlere döküldüğü zaman.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ ٤٧

Ve muhakkak ki O'na aittir, ölenlerin bilâhare diriltilmeleri.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Ve şüphe yok ki, O'dur zengin eden ve fakir düşüren O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ ٤٩

Ve muhakkak ki, Şi'ra (yıldızı)nın Rabbi O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ ٥٠

Ve şüphe yok ki, O helâk etti evvelki Âd'i.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

(51-52) Ve Semûd'u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

(51-52) Ve Semûd'u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ ٥٣

(53-54) Mü'tefike'yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00