بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ ٤٢

(39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ ٤٣

(43-44) Ve muhakkak O'dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O'dur, O'dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا ٤٤

(43-44) Ve muhakkak O'dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O'dur, O'dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ ٤٥

Ve muhakkak ki, iki çifti, erkek ile dişiyi o yarattı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ ٤٦

Bir nutfeden rahîmlere döküldüğü zaman.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ ٤٧

Ve muhakkak ki O'na aittir, ölenlerin bilâhare diriltilmeleri.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Ve şüphe yok ki, O'dur zengin eden ve fakir düşüren O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ ٤٩

Ve muhakkak ki, Şi'ra (yıldızı)nın Rabbi O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ ٥٠

Ve şüphe yok ki, O helâk etti evvelki Âd'i.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

(51-52) Ve Semûd'u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

(51-52) Ve Semûd'u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler).

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00