078 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا ٢٧

Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini hiç ummuyorlardı,

– Ali Fikri Yavuz

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا ٢٨

Âyetlerimizi de alabildiklerine yalanlamışlardı.

– Ali Fikri Yavuz

وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا ٢٩

Biz ise, her şeyi (Levh-i Mahfûz’da) yazıp tesbit ettik.

– Ali Fikri Yavuz

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا ٣٠

(O kâfirlere şöyle denilir): Şimdi tadın, artık size azap artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا ٣١

Şüphesiz takva sahiblerine (her türlü kederden) kurtuluş (cennet) var.

– Ali Fikri Yavuz

حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا ٣٢

Bahçeler var, üzümler var;

– Ali Fikri Yavuz

وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا ٣٣

Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,

– Ali Fikri Yavuz

وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا ٣٤

Hem dolgun kadehler var...

– Ali Fikri Yavuz

لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّٰبٗا ٣٥

Orada ne boş bir lâf işitilir, ne de bir yalan...

– Ali Fikri Yavuz

جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا ٣٦

(Bu, takva sahiplerinin işledikleri güzel amellere) bir karşılık ki, Rabbinden, bir ihsandır; yeter mi yeter...

– Ali Fikri Yavuz

رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا ٣٧

O, göklerle yerin ve bütün aralarındakilerin Rabbidir; Rahmân’dır: O’na hiç bir sözde (ve itirazda) bulunamazlar.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu