078 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا ١١

Gündüzü ise, geçim vakti kıldık.

– Ali Fikri Yavuz

وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا ١٢

Üstünüze, yedi sağlam gök bina ettik.

– Ali Fikri Yavuz

وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا ١٣

İçlerinde parıl parıl ışıldayan bir kandil (güneş) astık.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا ١٤

Rüzgârların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik;

– Ali Fikri Yavuz

لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا ١٥

Onunla çıkaralım diye, daneler, otlar,

– Ali Fikri Yavuz

وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا ١٦

Sarmaş dolaş bağlar, bahçeler...

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا ١٧

Şüphesiz ki, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) o fâsıl günü (kıyamet) muayyen bir vakit olmuştur.

– Ali Fikri Yavuz

يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا ١٨

Sûr’a üfürüleceği o gün, (mezarlardan kalkıp mahşere) bölük bölük gelirsiniz.

– Ali Fikri Yavuz

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا ١٩

Bir de, sema açılmış da kapı kapı olmuştur.

– Ali Fikri Yavuz

وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا ٢٠

Dağlar yürütülmüş de bir serap olmuştur, (yerlerinde yeller esmektedir).

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا ٢١

Muhakkak ki cehennem, (melekler tarafından kâfirleri) bir gözetleme yeridir.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu