بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ ٦٣

Allah’a yemin olsun ki, biz, senden önce bir çok ümmetlere Peygamberler gönderdik de Şeytan, onlara, amellerini bezeyip güzel gösterdi. Bugün de o Şeytan, kâfirlerin dostudur (senden önceki peygamberler tekzip edildikleri gibi, şimdi seni de tekzip ediyorlar.) Onlara çok acıklı bir azap var.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ ٦٤

Ey Rasûlüm, bu Kur’an’ı sana ancak insanların ayrılığa düştükleri din işlerini beyan etmek için ve iman edecek kimselere bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ ٦٥

Allah gökten bir yağmur indirdi de onunla Arz’a, ölümünden (bitkileri kuruduktan) sonra hayat verdi; bitkileri yeşertti. Şüphesiz ki bunda, ibret kulağı ile dinleyenler için, öldükten sonra dirilmeğe bir alâmet var...

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهِۦ مِنۢ بَيۡنِ فَرۡثٖ وَدَمٖ لَّبَنًا خَالِصٗا سَآئِغٗا لِّلشَّٰرِبِينَ ٦٦

Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır: Size, onların karnındaki işkembe pisliği ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazından âfiyetle geçer.

– Ali Fikri Yavuz

وَمِن ثَمَرَٰتِ ٱلنَّخِيلِ وَٱلۡأَعۡنَٰبِ تَتَّخِذُونَ مِنۡهُ سَكَرٗا وَرِزۡقًا حَسَنًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ ٦٧

Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da içki ve güzel bir rızık edinirsiniz. Muhakkak ki bunda aklı olup düşünen bir topluluk için (Allah’ın kudretine delâlet eden) bir alâmet var... (Bu âyet-i kerime içki haram kılınmadan önce Mekke’de nâzil olmuştur.)

– Ali Fikri Yavuz

وَأَوۡحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحۡلِ أَنِ ٱتَّخِذِي مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعۡرِشُونَ ٦٨

Senin Rabbin, bal arasına da şöyle vahy etti: “- Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin.

– Ali Fikri Yavuz

ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسۡلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلٗاۚ يَخۡرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٞ مُّخۡتَلِفٌ أَلۡوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٞ لِّلنَّاسِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ ٦٩

Sonra meyvaların hepsinden ye de, Rabbinin sana has kıldığı (şaşırmayacağın) yaylım yollarına çık.” O arıların karınlarından renkleri muhtelif bal çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Doğrusu bunda da düşünecek bir topluluk için (Allah’ın hikmet ve emrine delâlet eden) büyük bir alâmet var.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمۡۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرۡذَلِ ٱلۡعُمُرِ لِكَيۡ لَا يَعۡلَمَ بَعۡدَ عِلۡمٖ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٞ قَدِيرٞ ٧٠

Allah sizi yarattı, sonra da sizi O öldürecek. İçinizden kimi de en düşük ihtiyarlığa (75-90 yaşlarına) çevrilir ki, (daha önce) bilgi sahibi olduktan sonra, (artık unutup) bilmez olsun. Gerçekten Allah Alîm’dir, Kadîr’dir.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعۡضَكُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلرِّزۡقِۚ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزۡقِهِمۡ عَلَىٰ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَهُمۡ فِيهِ سَوَآءٌۚ أَفَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ ٧١

Allah rızık hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızık verilenler de, rızıklarını elleri altında bulunanlara vermiyorlar ki, onda müsavi olsunlar. (İşte böyle köle ve hizmetçilerini mallarına ortak etmiyenler, Allah’a nasıl, kudreti altındaki şeyleri ortak ediyorlar?) Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar?

– Ali Fikri Yavuz

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةٗ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَتِ ٱللَّهِ هُمۡ يَكۡفُرُونَ ٧٢

Allah, size kendilerinizden zevceler verdi ve zevcelerinizden de, sizin için, oğullarla torunlar yarattı, sizi güzel ve pâk nimetlerden rızıklandırdı. Şimdi bâtıla (putlara) iman ediyorlar da Allah’ın nimetini (İslâm’ı) inkâr mı ediyorlar?

– Ali Fikri Yavuz

وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمۡلِكُ لَهُمۡ رِزۡقٗا مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ شَيۡـٔٗا وَلَا يَسۡتَطِيعُونَ ٧٣

Müşrikler, kendilerine, ne göklerden, ne de yerden hiç bir rızık vermeye sahip olmayan ve buna güçleri yetmiyen Allah’dan başka şeylere (putlara) tapıyorlar.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00