067 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَقَدۡ زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِمَصَٰبِيحَ وَجَعَلۡنَٰهَا رُجُومٗا لِّلشَّيَٰطِينِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابَ ٱلسَّعِيرِ ٥

Celâlim hakkı için Biz o nyâ semâyı takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için talar (rücûm) yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâb-ı sa‘îr).

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلِلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ ٦

Kendilerinin Rabbine küfredenler için de cehennem azâbı vardır, ona gidiş de ne fena âkıbettir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذَآ أُلۡقُواْ فِيهَا سَمِعُواْ لَهَا شَهِيقٗا وَهِيَ تَفُورُ ٧

İçine atıldıkları vakit onun öyle bir hıçkırışını işitirlerki feveran ediyordur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ ٱلۡغَيۡظِۖ كُلَّمَآ أُلۡقِيَ فِيهَا فَوۡجٞ سَأَلَهُمۡ خَزَنَتُهَآ أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ نَذِيرٞ ٨

Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hâle gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onlara onun bekçileri “size gocundurucu bir peygamber (bir nezir) gelmedi mi?” diye sorarlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ بَلَىٰ قَدۡ جَآءَنَا نَذِيرٞ فَكَذَّبۡنَا وَقُلۡنَا مَا نَزَّلَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ كَبِيرٖ ٩

“Evet, doğrusu bize gocundurucu bir peygamber (bir nezir) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzib ettik” derler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُواْ لَوۡ كُنَّا نَسۡمَعُ أَوۡ نَعۡقِلُ مَا كُنَّا فِيٓ أَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ ١٠

Ve “biz işitir veya akleder olsaydık bu sa‘îr ashâbı içinde bulunmazdık” derler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱعۡتَرَفُواْ بِذَنۢبِهِمۡ فَسُحۡقٗا لِّأَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ ١١

İşte günahlarını itiraf ettiler, kahrolsun o hâlde ashâb-ı sa‘îr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخۡشَوۡنَ رَبَّهُم بِٱلۡغَيۡبِ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٞ كَبِيرٞ ١٢

Çünkü o Rablerine gıyabda olarak saygı besleyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük bir ecir onlar içindir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَسِرُّواْ قَوۡلَكُمۡ أَوِ ٱجۡهَرُواْ بِهِۦٓۖ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ ١٣

Sözünüzü ister sır tutun ister açığa vurun, çünkü O bütün sînelerin künhünü bilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَا يَعۡلَمُ مَنۡ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلۡخَبِيرُ ١٤

Bilmez mi o yaradan ki O öyle Latîf öyle Habîr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ ذَلُولٗا فَٱمۡشُواْ فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُواْ مِن رِّزۡقِهِۦۖ وَإِلَيۡهِ ٱلنُّشُورُ ١٥

O Hâlık’tır ki O size arzı zelûl (münkād) kıldı, haydin o Arz’ın omuzlarında yürüyün de O yaratan Latîf-i Habîr’in rızkından yiyin O’nadır fakat nihâyet nüşûr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu