بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذَا غَشِيَهُم مَّوْجٌ كَٱلظُّلَلِ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ فَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌۚ وَمَا يَجْحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ ﴿٣٢

Onları altında gölgeler yapan (dağlar) gibi dalga sardığı vakit dîn (i) yalınız Kendisine (Ya'nî Allaha) tahsıys etmek suretiyle (ve haalis ve) muhlis (insan) lar olarak Allahı çağırırlar. Sonra (Allah) onları selâmetle karaya çıkardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Âyetlerimizi gaddar, nankör olan (lar) ın her birinden başkası bilerek inkâr etmez.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR