بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أُوتِيتُم مِّن شَيۡءٖ فَمَتَٰعُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتُهَاۚ وَمَا عِندَ ٱللَّهِ خَيۡرٞ وَأَبۡقَىٰٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ ٦٠

Size verilen şeyler, yalnızca dünya hayatının geçici malı ve süsüdür. Allah yanındaki ise hem daha hayırlı, hem kalıcıdır; artık düşünmeyecek misiniz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَمَن وَعَدۡنَٰهُ وَعۡدًا حَسَنٗا فَهُوَ لَٰقِيهِ كَمَن مَّتَّعۡنَٰهُ مَتَٰعَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا ثُمَّ هُوَ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ ٦١

Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ona erişecek kimse, kendisine dünya hayatının geçici zevkini yaşatıp da sonra kıyamet gününde huzuruna celb edilecekler arasında olacak kimse gibi olur mu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَيَوۡمَ يُنَادِيهِمۡ فَيَقُولُ أَيۡنَ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تَزۡعُمُونَ ٦٢

Hele onlara haykırıp da: «Nerede o iddia ettiğiniz ortaklarım?» diyeceği gün,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالَ ٱلَّذِينَ حَقَّ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلُ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ أَغۡوَيۡنَآ أَغۡوَيۡنَٰهُمۡ كَمَا غَوَيۡنَاۖ تَبَرَّأۡنَآ إِلَيۡكَۖ مَا كَانُوٓاْ إِيَّانَا يَعۡبُدُونَ ٦٣

Aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar: «Ey Rabbimiz, işte azdırdığımız kimseler! Biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık. Sana masum olduğumuzu arzettik; onlar bize tapmıyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقِيلَ ٱدۡعُواْ شُرَكَآءَكُمۡ فَدَعَوۡهُمۡ فَلَمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَهُمۡ وَرَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۚ لَوۡ أَنَّهُمۡ كَانُواْ يَهۡتَدُونَ ٦٤

Bir de onlara: «Haydi, yalvarın o ortak koştuklarınıza!» denir. Yalvaracaklar, fakat onlar, kendilerine cevap vermeyecekler ve azabı göreceklerdir. Vaktiyle doğru yolu görselerdi ya!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَيَوۡمَ يُنَادِيهِمۡ فَيَقُولُ مَاذَآ أَجَبۡتُمُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٦٥

Hele onlara haykırıp da: «Gönderilen peygamberlere ne cevap verdiniz?» diyeceği gün;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَعَمِيَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلۡأَنۢبَآءُ يَوۡمَئِذٖ فَهُمۡ لَا يَتَسَآءَلُونَ ٦٦

Artık onlara o gün bütün haberler kör (kapkaranlık) olmuştur. O vakit onlar birbirlerine de soruşamazlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَمَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَعَسَىٰٓ أَن يَكُونَ مِنَ ٱلۡمُفۡلِحِينَ ٦٧

Ancak tevbe edip iman ederek iyi işlerde bulunan kimse işte o, kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَرَبُّكَ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُ وَيَخۡتَارُۗ مَا كَانَ لَهُمُ ٱلۡخِيَرَةُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ ٦٨

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Seçim hakkı onların değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَرَبُّكَ يَعۡلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمۡ وَمَا يُعۡلِنُونَ ٦٩

Sineleri ne saklıyor ve ne açığa vuruyorlar, Rabbin bilir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَهُوَ ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلۡأُولَىٰ وَٱلۡأٓخِرَةِۖ وَلَهُ ٱلۡحُكۡمُ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ ٧٠

Allah O, O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde sonunda hamd O'nadır, hüküm O'nundur. Nihayet döndürülüp O'na götürüleceksiniz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00