054 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

خُشَّعًا أَبۡصَٰرُهُمۡ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ كَأَنَّهُمۡ جَرَادٞ مُّنتَشِرٞ ٧

Gözleri düşkün düşkün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi

– Elmalılı Hamdi Yazır

مُّهۡطِعِينَ إِلَى ٱلدَّاعِۖ يَقُولُ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَسِرٞ ٨

çağırana koşarak, derler ki kâfirler: “Bu pek zorlu bir gündür”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ فَكَذَّبُواْ عَبۡدَنَا وَقَالُواْ مَجۡنُونٞ وَٱزۡدُجِرَ ٩

Onlardan evvel Nûh kavmi tekzib etti, “yalancı” dediler o kulumuza, “mecnun” dediler, çok incittiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَغۡلُوبٞ فَٱنتَصِرۡ ١٠

O da nihâyet Rabbine dua etti; “ben” dedi, “mağlûbum, hemen nusretini ver”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَفَتَحۡنَآ أَبۡوَٰبَ ٱلسَّمَآءِ بِمَآءٖ مُّنۡهَمِرٖ ١١

Bunun üzerine göğün kapılarını açtık dökülen bir su ile şakır şakır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَفَجَّرۡنَا ٱلۡأَرۡضَ عُيُونٗا فَٱلۡتَقَى ٱلۡمَآءُ عَلَىٰٓ أَمۡرٖ قَدۡ قُدِرَ ١٢

Yeri de fışkırttık kaynaklar hâlinde, derken su birleşti bir emir üzerine ki olmuştu öyle mukadder.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَحَمَلۡنَٰهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلۡوَٰحٖ وَدُسُرٖ ١٣

Onu ise taşıdık elvahlı ve kenetli bir hamûle üzerinde ki akar

– Elmalılı Hamdi Yazır

تَجۡرِي بِأَعۡيُنِنَا جَزَآءٗ لِّمَن كَانَ كُفِرَ ١٤

nezâretimizle giderdi o nankörlük edilen zâta bir mükâfat olarak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَد تَّرَكۡنَٰهَآ ءَايَةٗ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ ١٥

Celâlim hakkı için bıraktık da onu bir âyet olarak, fakat düşünen mi var

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ ١٦

ki nasılmış azâbım ve inzarlarım?

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ ١٧

Şânım nâmına Kur’ân’ı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu