068 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ ٤٠

Sor bakalım onlara içlerinden ona kefil hangisi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sor onlara: Bu iddiayı onların hangisi savunacak?

– Seyyid Kutub

Sor onlara: "Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?"

– Diyanet İşleri

أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ ٤١

Yoksa onların şerîkleri mi var? O hâlde şerîklerini getirsinler, sâdık iseler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa kendilerinin ortakları mı var? Doğru iseler ortaklarını çağırsınlar.

– Seyyid Kutub

Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını!

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ ٤٢

O gün ki sâktan bir keşf olunur ve secdeye davet edilirler, o vakit güçleri yetmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün işin dehşetinden baldırlar açılır; ve secdeye davet edilecekleri gün secde edemezler.

– Seyyid Kutub

bu meal diğer sayfada verilmiştir.

– Diyanet İşleri

Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı.

– Diyanet İşleri

خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ وَقَدۡ كَانُواْ يُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ وَهُمۡ سَٰلِمُونَ ٤٣

Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur, hâlbuki o secdeye onlar sağ sâlim iken davet olunuyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye davet edildiler fakat secde etmezlerdi.

– Seyyid Kutub

فَذَرۡنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِۖ سَنَسۡتَدۡرِجُهُم مِّنۡ حَيۡثُ لَا يَعۡلَمُونَ ٤٤

O hâlde Bana bırak bu sözü tekzib edenleri, Biz onları istidrac ile çıkarır, bilemeyecekleri cihetten yuvarlarız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.

– Seyyid Kutub

(Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur'an'ı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız.

– Diyanet İşleri

وَأُمۡلِي لَهُمۡۚ إِنَّ كَيۡدِي مَتِينٌ ٤٥

Ve Ben onların ipini uzatırım, çünkü fendim sağlamdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.

– Seyyid Kutub

Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır.

– Diyanet İşleri

أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ أَجۡرٗا فَهُم مِّن مَّغۡرَمٖ مُّثۡقَلُونَ ٤٦

Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da mı cereme vermekten ezilmişler?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır borç altında mı kalıyorlar?

– Seyyid Kutub

Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir?

– Diyanet İşleri

أَمۡ عِندَهُمُ ٱلۡغَيۡبُ فَهُمۡ يَكۡتُبُونَ ٤٧

Yoksa gayb yanlarında da onlar mı yazıyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa gaybın bilgisi kendi yanlarında da onlar mı istedikleri gibi yazıyorlar?

– Seyyid Kutub

Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar?

– Diyanet İşleri

فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ ٱلۡحُوتِ إِذۡ نَادَىٰ وَهُوَ مَكۡظُومٞ ٤٨

O hâlde sabret Rabbinin hükmüne de Sâhib-i Hût gibi olma, hani öfkeye boğulmuş da nidâ etmişti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi Yunus gibi olma, o pek üzgün olarak Rabbine seslenmişti.

– Seyyid Kutub

Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı.

– Diyanet İşleri

لَّوۡلَآ أَن تَدَٰرَكَهُۥ نِعۡمَةٞ مِّن رَّبِّهِۦ لَنُبِذَ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ مَذۡمُومٞ ٤٩

Rabbindan bir nimet yetişmiş olmasa idi ona, elbette o fezâya fena bir hâlde atılacaktı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka çırıl çıplak, kınanacak bir halde bir yere atılırdı.

– Seyyid Kutub

Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir halde ıssız bir yere atılacaktı.

– Diyanet İşleri

فَٱجۡتَبَٰهُ رَبُّهُۥ فَجَعَلَهُۥ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ٥٠

Fakat Rabbi onu ıstıfâ buyurdu da sâlihînden kıldı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat Rabbi O'nun duasını kabul etti de onu salih insanlardan yaptı.

– Seyyid Kutub

(Fakat böyle olmadı.) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salih kimselerden kıldı.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu