068 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ ٢٠

Sabaha kadar o bağ sırıma (biçilmiş tarlaya) dönmüştü.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ ٢١

Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ ٢٢

Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun! dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ ٢٣

Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ ٢٤

Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın! diyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ ٢٥

Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ ٢٦

Ama bağı gördüklerinde: «Biz her halde yanlış gelmişiz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ ٢٧

Yok, biz mahrum edilmişiz.» dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ ٢٨

En mutedil olanları: «Ben size Rabbinizi tesbih etsenize, demedim mi?» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٩

Onlar: «Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler zalimlermişiz!» dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ ٣٠

Sonra döndüler, kendilerini kınıyorlardı:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu