068 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٥

Karşısında ayetlerimiz okunurken: «Eskilerin masalları.» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

سَنَسِمُهُۥ عَلَى ٱلۡخُرۡطُومِ ١٦

Yakında Biz onu o hortumunun üzerinden damgalayacağız

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ ١٧

Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ ١٨

(Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ ١٩

Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ ٢٠

Sabaha kadar o bağ sırıma (biçilmiş tarlaya) dönmüştü.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ ٢١

Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ ٢٢

Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun! dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ ٢٣

Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ ٢٤

Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın! diyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ ٢٥

Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu