015 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ ٨٣

Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ ٨٤

Artık o kazanageldikleri şeyleri kendilerini kurtaramadı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞۖ فَٱصۡفَحِ ٱلصَّفۡحَ ٱلۡجَمِيلَ ٨٥

Ve semaları ve yeri ve aralarında olanları yaratmadık, ancak hak ile yarattık ve Kıyamet anı da elbette gelecektir. Artık sen güzel bir kaçınmakla kaçın. Onlardan yüz çevir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡخَلَّٰقُ ٱلۡعَلِيمُ ٨٦

Şüphe yok ki, senin Rabbindir bihakkın bilen, ziyâdesiyle yaratıcı olan ancak O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَٰكَ سَبۡعٗا مِّنَ ٱلۡمَثَانِي وَٱلۡقُرۡءَانَ ٱلۡعَظِيمَ ٨٧

Zâtı akdesime kasem olsun ki, sana tekrarlanan yediyi (Fatiha sûresini) ve büyük Kur'an'ı verdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَا تَمُدَّنَّ عَيۡنَيۡكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعۡنَا بِهِۦٓ أَزۡوَٰجٗا مِّنۡهُمۡ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِلۡمُؤۡمِنِينَ ٨٨

Sakın onlardan bazı sınıfları faidelendirmiş olduğumuz şeylere iki gözünü uzatma ve onlara karşı mahzun olma ve mü'minler için kanatlarını indir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقُلۡ إِنِّيٓ أَنَا ٱلنَّذِيرُ ٱلۡمُبِينُ ٨٩

Ve de ki: «Ben, şüphesiz ben (sizi azab-ı ilâhî ile) apaçık korkutucuyum.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

كَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَى ٱلۡمُقۡتَسِمِينَ ٩٠

Nitekim (o azabı,) taksimcilerin üzerlerine indirmiştik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلۡقُرۡءَانَ عِضِينَ ٩١

O kimseler (in üzerine ki, Kur'an'ı) taksime uğratmak istemişlerdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَوَرَبِّكَ لَنَسۡـَٔلَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٩٢

İmdi Rabbine andolsun ki, elbette onlara, hepsine soracağız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٩٣

Bütün yapar olduklarından.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu