بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ ٧٤

Derhal şehirlerinin üstünü altına getirdik ve balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık üzerlerine.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ ٧٥

Elbette bunda düşünce ve anlayışı olanlara deliller vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ ٧٦

Ve o harabe yol üstünde duruyor.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ ٧٧

Kesinlikle bunda imanı olanlar için bir ibret vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ ٧٨

Gerçekten Eyke halkı da zalim kimselerdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ ٧٩

Onlardan da intikam aldık, ikisi de apaçık önde bulunuyorlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٨٠

Gerçekten Hicr halkı da peygamberleri yalanladılar

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ ٨١

Biz onlara ayetlerimizi vermiştik, fakat onlardan yüz çeviriyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ ٨٢

Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ ٨٣

Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ ٨٤

Kazanmakta oldukları şeylerin kendilerine hiç faydası olmadı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00