015 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٠

“Seni” dediler, “âlemden nehyetmedik mi?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hemşehrileri ona; «İnsanlar ile ilişki kurmayı biz sana yasaklamamış mıydık?» dediler.

– Seyyid Kutub

Onlar, "Biz seni insanlarla ilgilenmekten menetmemiş miydik" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ ٧١

“Tâ şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Lût; «Eğer bir şey yapacaksanız, işte size kızlarım» dedi.

– Seyyid Kutub

Lût: "İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)" dedi.

– Diyanet İşleri

لَعَمۡرُكَ إِنَّهُمۡ لَفِي سَكۡرَتِهِمۡ يَعۡمَهُونَ ٧٢

Resûlüm! Ömrüne kasem olsun ki hakikaten onlar sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Muhammed, hayatın hakkı için onlar sarhoşlukları içinde debeleniyorlardı.

– Seyyid Kutub

(Melekler Lût'a:) "Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş halde sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)" dediler.

– Diyanet İşleri

فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ ٧٣

Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular.

– Seyyid Kutub

Derken güneşin doğuşu sırasında o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi.

– Diyanet İşleri

فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ ٧٤

Derhâl şehirlerinin üstünü altına getiriverdik ve üzerlerine siccilden taşlar yağdırdık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Beldelerinin altını üstüne getirdik ve üzerlerine taşlaşmış balçık kütleleri yağdırdık.

– Seyyid Kutub

Hemen onların altını üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ ٧٥

Elbette bunda fikr ü firâseti olanlara âyetler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hiç şüphesiz görüntü aracılığı ile işin özünü kavrayabilenler için bu olayda alınacak birçok dersler vardır.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ ٧٦

Hem o harabe yol üstünde duruyor,

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu beldenin yıkıntıları halâ işlek olan bir yol üzerindedir.

– Seyyid Kutub

O şehrin kalıntıları hâlâ mevcut olan bir yol üstünde duruyor.

– Diyanet İşleri

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ ٧٧

elbette bunda imanı olanlar için bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu yıkıntılarda mü'minler için ibret dersleri vardır.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.

– Diyanet İşleri

وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ ٧٨

Hakikaten Ashâb-ı Eyke de zâlimler idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eyke halkı da, hiç kuşkusuz zalim kimselerdi.

– Seyyid Kutub

"Eyke" halkı da şüphesiz zalim idiler.

– Diyanet İşleri

فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ ٧٩

Onlardan da intikam aldık, ikisi de apaçık önde bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu yüzden onlardan da öç aldık; bu beldelerin her ikisi de işlek bir yol üzerindedirler.

– Seyyid Kutub

Onlardan da intikam aldık. İkisi de (Lût kavminin yaşadığı Sodom ile Şuayb kavminin yaşadığı Eyke) belirgin bir anayol üzerinde idiler.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٨٠

Hakikaten Ashâb-ı Hicr dahi peygamberleri tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hicr vadisinin halkı da gerçekten peygamberleri yalanlamışlardı.

– Seyyid Kutub

Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu